Avukat Fatma Şeyma Yılmaz Doğan dan Gündem Yaratacak Açıklama.
Yapay Zekâ Suç İşlerse Kim Sorumlu Olur?
Grok Soruşturması Işığında Ceza Hukukunda Yeni Bir Eşik
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, yapay zekâ tabanlı bir sohbet botu olan “Grok” hakkında resmî ceza soruşturması başlattığına ilişkin haberler, hukuk camiasında dikkatle takip ediliyor. Soruşturmanın, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama”, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun’a muhalefet” gibi suçlara dayandığı iddia ediliyor.
Bu gelişme, ceza hukukunun klasik ilkeleri ile yapay zekâ teknolojileri arasındaki çatışmanın önemli bir örneğini sunuyor. Suç teşkil eden bir içeriği yapay zekâ üretirse, bu fiilin faili kim olur?
Yapay zekâ sistemleri, hukuken hâlen “araç” konumundadır. Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesi açıkça “ceza sorumluluğu şahsîdir” der. Ceza hukuku, kast, taksir gibi manevi unsurlar olmadan suçun oluşamayacağını kabul eder. Oysa YZ sistemleri ne suç kastı taşıyabilir ne de pişmanlık hissedebilir. Dolayısıyla Grok gibi büyük dil modelleri doğrudan fail sayılamaz; cezalandırılmaları mümkün değildir.
Ancak bu durum ceza sorumluluğu tamamen ortadan kalkmaz. YZ’nin sebep olduğu içerik nedeniyle sorumluluğun kime ait olduğu, sistemin geliştirilmesi, yayılması ve denetlenmesi süreçlerinde rol alan kişi ve kurumlar çerçevesinde değerlendirilir.
Grok özelinde üç temel aktör öne çıkmaktadır: Geliştirici Şirket (xAI): Eğer YZ sisteminin öngörülebilir şekilde suç teşkil eden içerikler üretme potansiyeli varsa ve gerekli teknik önlemler alınmamışsa, geliştirici şirket yöneticileri ihmali davranışla suç işlenmesine neden olma (TCK m. 22/3) kapsamında değerlendirilebilir. Platform Sağlayıcı (X – eski adıyla Twitter): Grok’un çıktıları X platformu aracılığıyla yayımlanıyorsa, X 5651 sayılı Kanun uyarınca yer ve içerik sağlayıcı konumundadır. Suç içeriğine rağmen gerekli müdahalelerde bulunulmaması, sorumluluğu doğurabilir. Türkiye Temsilciliği: Sosyal medya platformlarının Türkiye’deki temsilcilikleri, içerik kaldırma yükümlülüğüne sahiptir. Bu yükümlülüklerin ihlali hâlinde, idari para cezası, bant daraltma ve erişim engeli gibi yaptırımlar gündeme gelebilir.
Bugün itibariyle Türk hukukunda yapay zekâya özgülenmiş bir ceza normu bulunmamaktadır. Mevcut ceza normları ise gelişmiş ve özerk sistemler karşısında yetersiz kalabilmektedir. YZ sistemlerinin kendi kararlarını üretmesi hâlinde, kusur ilkesi üzerinden sorumluluk tayini giderek zorlaşmakta; bu durum hukukçuları dolaylı faillik, örgütsel suç ve öngörülebilirlik kavramlarını yeniden düşünmeye zorlamaktadır.
Her ne kadar Grok’un cevapları algoritmalar tarafından üretilse de, bu içeriklerin hukuki sorumluluğu yapay zekânın değil; onu tasarlayan, çalıştıran, yayımlayan ve denetleyen kişilere aittir. Ceza hukuku açısından fail hâlen insandır. Bu gerçeklik değişmediği sürece, yapay zekânın ürettiği içerik nedeniyle insanlar yargılanacak, şirketler soruşturulacak, platformlar yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır.
Grok örneği, yalnızca bir soruşturma dosyası değil; aynı zamanda geleceğin dijital ceza hukukunun inşa edileceği bir zemin sunmaktadır. Yapay zekânın hukuki sınırlarını tartışmadan, hukuk devleti ilkesini dijital çağda yaşatmak mümkün değildir.