Çanakkale Savaşları’nın üzerinden 110 yıl geçmesine rağmen, savaşın ayrıntıları ve yaşananlar hakkında yeni bilgiler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.
Çanakkale Savaşları’nın üzerinden 110 yıl geçmesine rağmen, savaşın ayrıntıları ve yaşananlar hakkında yeni bilgiler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Son olarak, İngiliz askerlerine ait kıyıya vuran mektuplar, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’na bağlı Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi tarafından incelenip Türkçeye çevrilerek araştırmacılara sunuldu.
Araştırma Merkezi’nin kurucusu İsmail Kaşdemir, bu belgelerle Çanakkale Cephesi’ne dair çok önemli bilgilere ulaşıldığını vurguladı. Bu mektuplar, savaşın şiddetini, Türk askerlerinin savunma gücünü ve vatana bağlılıklarını en açık şekilde yansıtan belgelere dönüştü. Kaşdemir, arşivin dijital ortama da aktarıldığını ve araştırmacıların bu belgelere uzaktan erişim sağladığını belirterek, merkezin tarihçiler için en önemli başvuru kaynağı olduğunu ifade etti.
Bazı mektuplarda, düşman askerlerinin savaşı nasıl hissettiklerine ve Türk savunmasının gücüne dair çarpıcı ifadeler yer aldı. İşte bu mektuplardan bazı alıntılar:
“Türkler bir saatte 150 mermi atıyorlar. Geçen gün ön hattaki siperlere çıktık. Burası çok tehlikelidir. Bundan sonra bir daha ileri siperlere çıkmayacağımı ümit ediyorum.” (12 Kasım 1915)
“Bir Türk mermisi 5 kişinin ölmesine ve 4 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Artık bu acı duruma alıştık.” (19 Eylül 1915)
“Türkler bir saatte 150 mermi atıyorlar. Geçen gün ön hattaki siperlere çıktık. Burası çok tehlikelidir. Bundan sonra bir daha ileri siperlere çıkmayacağımı ümit ediyorum.” (12 Kasım 1915)
“Ateş hattından: Dün 971 Rakımlı Tepe’ye çıktım. Anafartalar Ovası’nı ve etrafını gördüm. Türk ateşlerinin isabeti korkusuyla çekildim.” (13 Kasım 1915)
Bu mektuplar, düşman askerlerinin hem savaşın korkunç koşullarını hem de Türk askerlerinin direncini ve mükemmel savunmalarını nasıl takdir ettiğini gösteriyor. Çanakkale Cephesi’ne dair yapılan bu araştırmalar, tarihin derinliklerinden günümüze kadar uzanan izleri ortaya koymaya devam ediyor.