Prof.Dr.H.Yener Erken: BEL FITIĞI’NDA AMELİYATSIZ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Günümüzde birçok insanın müzdarip olduğu bel fıtığının tedavisinde kullanılan ameliyatsız güncel tedavi yöntemlerini ortopedi ve travmatoloji uzmanı Prof. Dr. H. Yener Erken‘e sorduk.
Prof. Dr. H. Yener Erken bel fıtığı tedavisinde kullanılan en güncel ameliyatsız bel fıtığı tedavi yöntemleri, bel fıtığı ameliyatının ne zaman gerekebileceği ve fıtığın tedavi edilmediği takdirde sonuçlarının ne olabileceği konularındaki sorularımızı yanıtladı.
Prof. Dr. H. Yener Erken, bel fıtığının tedavisinde iki temel grup ameliyatsız tedavi işlemi olduğunu bunların; sinir kökü ve omurilik kılıfı çevresine yapılan ilaç uygulamaları ve fıtık içine yapılan uygulamalar (Nükleoplasti) olarak adlandırıldığını ve bu yöntemlerin hastanın durumuna göre beraber de uygulanabildiğini belirtti.
Neden Sinir Çevresine İlaç Veriyoruz?
Dr. Erken: Bel fıtığı nedeniyle oluşan ağrı, ağızdan, kalçadan veya damardan verilen ilaçlarla ve fizik tedaviyle giderilemiyorsa, fıtık çevresine ve fıtığın etkilediği sinire ilaç uygulamak rahatlama sağlayabilir. İşlemler yalnızca eğitimli ve deneyimli uzman doktorlar tarafından özel işlem odalarında, röntgen altında yapılmalıdır.
Röntgen görüntüleri sayesinde iğnenin ucunu tam olarak tespit ederek yanlış bölgeye uygulamaktan veya hassas dokulara zarar vermekten kaçınılabilinir. Bel fıtığı için ilaç uygulamalarının amacı, fıtığın çevre dokularda neden olduğu tahrişi hafifletmek ve etkilenen bölgeyi tam olarak hedefleyerek iyileşmelerini kolaylaştırmaktır. Tipik olarak iki temel yaklaşım kullanılır.
Fıtığı buharlaştırmak mümkün müdür?
Diskler omurlar arasında yer alan kıkırdak benzeri eklemlerdir. Nukleus pulposus, diskin ortasında bulunan yumuşak çekirdektir. Bel fıtığı bu çekirdeğin taşıp sinirlere baskı yapması durumudur. Nükleoplasti dediğimiz yöntemlerle, röntgen görüntüsü rehberliğinde fıtık dokusuna ince iğnelerin yerleştirilmesiyle disk içi basıncın etkili bir şekilde azaltılmasıyla gerçekleştirilebilir. Disk içindeki basıncı azaltmak, fıtığın boyutunu küçültmek için disk ekleminin küçük bir kısmı buharlaştırılır. Buharlaştırma işleminde enerji kaynağı olarak lazer ya da radyo dalgalarıyla üretilen radyofrekans adı verilen bir yöntem tercih edilebilir.
Lazer ve radyofrekans ile yıpranmış olan disk dokusunun bir kısmı ısı enerjisi yardımıyla buharlaştırılır. Bu işlem sonucunda disk içinde hacim ve basınç azalır. Bu sayede fıtığın sinirler üzerindeki baskısı da azalır ve ağrı ortadan kalkar. Ek olarak, eklemin içinde yaratılan ısı sayesinde biyolojik ve kimyasal mekanizmalarda da tedavi edici etkiler oluşur.
Diğer bir yöntem de “ozon mikrodiskektomi” diğer isimleri ile “diskolizis” ya da “ozon nükleolizis” uygulamasıdır. Ozon gazının fıtık dokusu içersine verilerek fıtığın büzüştürülmesi, sinirlere yaptığı baskının kaldırılması ve ağrının yok edilmesi işlemidir. Bel ve boyun fıtıklarında diğer uygulanan yöntemlere göre bazı avantajlara sahiptir. Doğal bir tedavi olduğu için vucuda zarar vermez, yan etkileri hemen hemen yoktur. İşlem sırasında diskin içindeki dokular mumyalaşır, kurur, disk su tutamaz yani şişemez. Dolayısı ile ağrıya neden olan maddeleri de salgılayamaz.
Fıtık içi uygulamalar nasıl gerçekleştirilir?
Disk içi uygulamalar, steril koşullarda lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve sadece birkaç dakika sürer. Prosedür esnasında, kalçadan yapılan bir iğne enjeksiyonu gibi çok ince iğneler kullanılarak hedef noktaya cildi kesmeden ulaşılır. Ayrıca, özel ve gelişmiş röntgen cihazları kullanarak prosedürün her aşamasında radyolojik görüntüler elde etmek son derece önemlidir. Farklı açılardan alınan görüntüler sayesinde hedeflenen noktaya milimetrik olarak ulaşıldığından emin olunur.
Enerji kaynağı olarak lazer kullanılacaksa yarım milimetreden daha ince bir fiber optik lazer kateteri disk içine yerleştirilen iğnenin içinden geçirilerek disk içinde çalışmak istediğimiz noktaya getirilir. Lazer enerjisi disk içine kontrollü bir şekilde uygulanır. Lazer enerjisinin etki alanı, kullanılan lazerin türüne bağlı olarak birkaç milimetreye kadar uzanır. Bu işlem sırasında diskin bir kısmı buharlaşarak gaz halinde dışarı çıkar.
Enerji kaynağı olarak radyofrekans kullanılıyorsa birkaç milimetre kalınlığında özel bir elektrot iğnenin içinden geçirilerek disk içindeki hedef noktaya gönderilir. Radyo frekans enerjisi için kullandığımız elektrotların pozitif ve negatif olmak üzere iki ayrı kutbu vardır. Enerji, aralarında yalnızca birkaç milimetrelik mesafe bulunan bu iki ayrı kutup arasında yoğunlaşır ve enerjinin vücudun diğer bölgelerine dağılma tehlikesi yoktur.
Ozon uygulmasında da benzer bir şekiilde fıtıklaşmış disklerin içine görüntüleme cihazları eşliğinde çok ince bir iğne ile girilerek ozon gazı verilmekte beraberinde baskı altındaki sinir aşırı şişmiş ise sinir köküne de ozon gazı ve steroid karışımı bir kokteylin enjekte edilmektedir.
Nükleoplasti işlemleri yeterli teknolojik altyapıya sahip steril ortamlarda, deneyimli doktorlar tarafından uygulanmalıdır.
Ameliyatsız tedavilerin herhangi bir riski var mıdır?
Bel fıtığının ameliyatsız tedavisinde sinir hasarı, enfeksiyon ve kanama gibi riskler oldukça düşüktür.
Ameliyatsız bel fıtığı tedavisinin başarı oranı nedir?
Doğru seçilmiş hastalarda başarı oranı %70 ila %90 arasındadır.
İşlem sonrasında hastanede kalmak gerekli midir?
Tedavi sonrasında hastanede kalmaya gerek yoktur. Birkaç dakika süren bir işlemin ardından yarım saat kadar gözlem altında kalan hasta evine gidebilir.Bu tedavilerden sonra sadece korse ile kısa sürede normal hayata dönmek mümkündür. Birçok hasta ameliyatın ertesi günü yatakta yatmaya gerek kalmadan normal iş hayatına dönebilmektedir.
Bel fıtığı ameliyatı ne zaman yapılmalıdır?
Yukarıda sayılan tedavilere rağmen ağrı ve diğer şikayetler en az altı hafta devam ediyorsa veya kas gücünde kayıp varsa bel fıtığı ameliyatı gerekir.
Günümüzde açık ya da mikroskopik yöntemlerin yanısıra kapalı (endoskopik) yöntemlerle modern teknolojinin sunduğu tüm avantajlardan faydalanılarak operasyonun hastaya en az zarar verecek şekilde 1 cm lik kesiden gerçekleştirilmesi de sağlanabilmektedir.
Bel fıtığı tedavi edilmezse ne olur?
Tüm hastaların korktuğu ve sürekli kendilerine sorduğu soru, bel bölgesinde veya omurganın diğer bölgelerinde gelişen fıtığın tedavi edilmediği takdirde sonuçlarının ne olacağıdır.
Hastanın sorunu sadece ağrı veya uyuşukluk ise bu şikayetler nadiren kendiliğinden geçer, tedavi edilmediği sürece genellikle devam eder. Kronik ve sürekli ağrılarla birlikte hastanın günlük yaşamı olumsuz etkilenir. Ağrı nedeniyle uyuyamayan, çalışamayan ve herhangi bir aktiviteden ayrılamayan hastanın yaşam kalitesi bozulmaktadır.
Bacak ve ayak kaslarında ağrı ve uyuşukluğun eşlik ettiği kuvvet kaybı varsa, cerrahi tedavi ile sinir kökü üzerindeki baskının vakit geçirilmeden ortadan kaldırılması gerekir. Kas gücünü kaybetmiş bir hastanın “İlaç verelim, fizik tedavi yapalım, biraz daha bekleyip görelim” diye düşünerek cerrahi tedavisini geciktirmek hata olur. Bu durumdaki bir hastanın cerrahi tedavisi ne kadar erken yapılırsa operasyon o kadar faydalı olur.
Doğru ve zamanında tedavi edilmeyen küçük bir hasta grubu ciddi, kalıcı veya telafisi zor sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Kauda ekuina sendromu dediğimiz bu durumda şu belirtiler görülebilir:
Bu nedenle Kauda ekuina sendromu gelişen hastalar zaman kaybetmeden acil olarak ameliyat edilmelidir.