TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Biz bu bölgede asırlar boyunca Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Şiiler hep beraber komşu olarak, aramızda hiçbir ihtilaf olmadan yaşadık, bundan sonra da yaşarız.” dedi.
Kurtulmuş, Irak Temsilciler Meclisi Başkanvekili Muhsin Ali Ekber El Mendelavi ile Meclis’te bir araya geldi. Kurtulmuş ile Mendelavi, baş başa görüşmenin ardından heyetler arası toplantıya başkanlık yaptı.
Mendelavi ve heyetini TBMM’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Kurtulmuş, komşu, kardeş ve halkları arasında asırlardır gönülden kuvvetli bağları bulunan iki ülke olarak, bundan sonra da yakın çalışma içerisinde ilişkileri çok daha ileri noktalara götüreceklerini belirtti.
İki ülke arasında ticaret, sanayi, kültür, turizm ve eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda karşılıklı işbirliğini geliştirmek için önemli bir zeminin mevcut olduğunun altını çizen Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelecek hafta Irak’a yapacağı ziyaretin fevkalade önemli bir dönüm noktası teşkil edeceğine inandığını dile getirdi. Kurtulmuş, her iki ülke arasındaki işbirliğini daha ileri götürebilmek için mevcut projelerin üzerinde mutabık kalınması ve anlaşmaların imzalanmasının mümkün olduğu bir ziyaret gerçekleştirileceğini belirti.
Bağdat’ın, kültür ve medeniyetlerin beşiği tarihi bir kent olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Irak’ın bütün şehirleriyle birlikte yeniden tarihteki muhteşem günlerine geri dönmesini arzu ettiklerini, bunun için de dost ve kardeş Türkiye olarak Irak’a tüm desteği vermeye hazır olduklarını vurguladı. Kurtulmuş, başta Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere önemli projelerin hem Irak’ın hem bölgenin gelişmesine hem de iki ülke arasındaki ilişkilerin artmasına büyük katkısı olacağına inandıklarını dile getirdi.
Kurtulmuş, bugün yaşanan gelişmelerin, bölge ülkelerinin çok daha yakın bir işbirliği içerisinde olmasını zorunlu kıldığını söyledi.
İsrail’in Gazze’de 6 aya yakın süredir sürdürdüğü insanlık dışı katliam ve artık soykırım boyutlarına ulaşan insanlık suçlarındaki en büyük cesaretinin, arkasındaki Batı ülkelerinin desteği değil komşu ve Müslüman ülkelerin iradesizliği, güçsüzlüğü, dağınıklığı ve ortak hareket edememesi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede bizler önce kendi ülkelerimizde birliği, beraberliği, bütünlüğü sağlamak; bölge ülkeleri olarak işbirliği imkanlarını artırmak ve ortak projelerle bölge halklarının huzur ve refahını geliştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bu perspektifte hareket etmezsek emperyalizmin önümüzdeki dönemde yeni birtakım yöntemlerle Müslüman ülkelerin arasındaki dağılmayı daha da arttıracağı, kuvvetlendireceği aşikardır. İsrail hükümetinin Gazze’deki bu saldırıları, Filistin’i bir çözümsüzlüğe ötelemesi ve özellikle ‘Hamas’ı buradan çıkarıyoruz’ maskesi altında halkın Gazze’den çıkarılarak sürgüne gönderilmesiyle birlikte yeni bir çılgınlığa adım atmak üzere oldukları görülüyor. Buna hep beraber mani olmak ve uygulanmasının önüne geçmek zorundayız.”
“FİLİSTİN’DE BARIŞ OLMAZSA DÜNYA BARIŞ İÇERİSİNDE OLMAYACAKTIR”
Dünya barışının kapısının Orta Doğu, Orta Doğu barışının anahtarının ise Filistin davasının barış ve selametle sonlandırılması olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Eğer Filistin’de barış olmazsa, Filistin halkının da egemen bir devlete sahip olması sağlanamazsa Orta Doğu ve dünya barış içerisinde olmayacaktır. İsrail ile İran arasındaki son mukabeleyle bir kere daha görülmüştür ki eğer Gazze meselesi barışçıl, insani bir çözüme kavuşturulamazsa bu savaş bölgesel olarak yayılma potansiyeline sahiptir.” değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün bölge barışı için önemli olduğuna inandıklarını; bu nedenle başından beri Irak’ın bütün ihtilaflara sahip olmakla birlikte toprak bütünlüğünün sağlanması gerektiğini dile getirdi. Kurtulmuş, başkenti Kudüs olan, 1967 sınırlarında egemen bir Filistin devletinin kurulması ve uluslararası camia tarafından da bunun kabul edilmesinin, uluslararası barışın sağlanması bakımından şart olduğunu söyledi.
Özellikle bazı büyük devletlerin bölgedeki halkları rahatsız etmek, bölüp parçalanması sürecine katkıda bulunmak için terör örgütlerini bir vekalet unsuru olarak kullanmasının, bölge halklarının tamamının aleyhine olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Biz, terör örgütlerinin hiçbirini ayırt etmeden, hepsine karşı mücadele etmenin bölge halkları ve devletlerinin öncelikli görevlerinden biri olduğuna inanıyoruz. İnşallah böylece halkların aralarındaki kültürel, mezhebi farklılıklara rağmen beraberce yaşayabileceği bir zemin tam manasıyla oluşturulur. Çünkü biz bu bölgede asırlar boyunca Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Şiiler hep beraber, komşu olarak, aramızda hiçbir ihtilaf olmadan yaşadık, bundan sonra da yaşarız. Yeter ki aradaki fitne unsurları ortadan çıkartılsın, bölge halklarının arasına ihtilaf sokmak isteyen bazı yeni emperyal projelere fırsat verilmesin.”
“BİRÇOK PROJEYİ BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ”
Irak Temsilciler Meclisi Başkanvekili Muhsin Ali Ekber El Mendelavi de Türkiye ile Irak arasındaki hem stratejik hem de dostluk ilişkilerini daha da derinleştirmek istediklerini ifade etti.
Parlamento olarak Türkiye ile ticari, ekonomi ve siyasi başta olmak üzere her türlü alanda işbirliğine hazır olduklarını anlatan Mendelavi, “İkili ilişkileri daha da geliştirmek üzere Irak’ın şu anki bölgesel konumundan hareketle hep birlikte bir sıçrama yapma arzusundayız. Her iki ülkenin stratejik konumlarından hareketle birçok projeyi birlikte başarabiliriz. Bunların en başında Kalkınma Yolu geliyor. Körfez ülkelerinden, Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya mal çıkışı söz konusu olacak. Bu proje ilk fırsatta hayata geçecektir.” diye konuştu.
Türkiye’nin güvenlik ve istikrarının, Irak’ın da güvenlik ve istikrarı olduğunu vurgulayan Mendelavi, “Sınır konularında birtakım olumsuzluklar yaşandığını bilmekteyiz. Ancak bakanlıklar arasındaki siyasi dostluklar ve güvenlik birimleri arasındaki işbirliği ile her şeyin üstesinden gelmeye açık bir durumdayız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek hafta Irak’a yapacağı ziyareti “büyük ve tarihi” bir ziyaret olarak nitelendiren Mendelavi, ziyaretin iki ülke açısından da çok önemli olduğunu kaydetti.